Özet
300 yılı aşkın yaşayan bir cadıyım ama güvendiğim bir insan tarafından öldürüldüm. Ruhlar dünyasında sonsuza dek tıkılı kalacağımı düşünürken taht için birbirlerini öldüren kardeşlerin olduğu hırçın ve ölümcül bir imparatorluk ailesinin prensesi olarak yeniden doğdum.
Dürüst olmak gerekirse bu durumda yeni imparator ben olmalıyım. Bütün kıtaları fethedip Lacuz’dan tatlı intikamımı alacağım.
Cadı rolümü destekleyen bir şekilde kötü ve acımasız yollara başvurdum.
“Sen. Kölem ol.”
Karşı konulamaz gücümle prensleri bile yendim. Bu yüzden herkesin benden korkacağını sandım ama…
“Bunu senin için getirdim. Yiyebilirsin ya da atabilirsin.”
“Bana bir kerecik dokunamaz mısın?” Eğer diğerlerine saçımı okşadığını söylersem, çok kıskanırlar.”
…Bu ne böyle? Onların sorunu ne?
Bu imparatorluk ailesi şiddet ve cinayetle dolu değil miydi? Beni öldürmeye çalışmaları gerekmiyor mu?
“Yapmaya devam et. Çok tatlısın.”
“Ne yaparsan yap çok tatlısın, bu yüzden ne istersen yap.”
“Birini öldürsen bile tatlı olurdun…”
Hepsi delirmiş olmalı. Hepsi bana karşılıksız sevgi ve ilgi gösteriyor.
“Sizden 200 yaş genç biri hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Bunlar yetmezmiş gibi bir de Büyü Kulesinin tuhaf Baş Büyücüsü bana yakınlaşmaya çalışıyor.
…Tahta oturabilecek miyim?
Daha fazla göster